birbirine vurmak

birbirine vurmak
lêkdan

Türk-Kürt Sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • el çırpmak — 1) alkışlamak, tempo tutmak Bir köylü oturduğu yerde cura çalıyor, birkaç delikanlı etrafında el çırparak ayak vurarak türkü söylüyorlardı. R. N. Güntekin 2) birini çağırmak için ellerini birbirine vurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayalamak — el ayalarını birbirine vurmak III, 328 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kuma urmak — birbirine kuvvetle vurmak III, 382 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • TAKADU' — Birbirine süngü ile vurmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TENAZÜK — Birbirine süngü ile vurmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • makas — is., Ar. miḳaṣṣ 1) Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı Her iki eliyle kullanırdı makasıyla… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zincir — is., Far. zencīr 1) Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ 2) Art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi Otomobillerin bitmez tükenmez zinciri üzerinden geçiyor. A. İlhan 3) Taşıtların kar veya buzda kaymaması için tekerleklerine… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”